top of page

Cam Ocağı Sanat Merkezi

Adres

Öyümce Mahallesi, Köyiçi Cd. 72/A, 34829 Beykoz/İstanbul

İnternet

İletişim

(0216) 433 36 90

Saatler

Her gün: 09.00 -  17.00

Yaş

7 yaş ve üzeri

Hey sen, Merhaba!

    Bu hafta Kaplumbağanın Heybesi’nden Cam Ocağı çıktı! Bu çocuk dostu mekânımız şehir karmaşasından uzakta, Beykoz’da ve yolu tatlı mı tatlı mahallelerden geçiyor. Oraya varıncaya dek her şey güzelleşmeye devam ediyor. Çünkü burada boncuk ve füzyon atölyelerinden tut gravür, kalıplı şekillendirme, soğuk/sıcak cam atölyelerine kadar toplamda 27’ye varan, birbirinden farklı temalı atölyeler mevcut. Hangisini dilersen ona belirli ücret dahilinde kayıt yaptırman yeterli.

    Tabi bir de bu maceranın tadımlık mı olacağına yoksa buranın daimî bir üyesi mi olacağına karar vermelisin. Üstelik bu usta eğitimciler kimi zaman yurtdışından kimi zaman Türkiye’deki kıymetli okullardan geliyor. En nihayetinde herkes aynı dili konuşuyor. O da “cam”!  Ne kadar heyecan verici, öyle değil mi? Kaplumbağamız buradan yüzünde kocaman bir gülümseme ve  memnuniyetle ayrılacağını düşünüyor. Sadece 7 yaş ve üzeri çocukları değil aynı zamanda yetişkinleri de ağırlayan Cam Ocağı’nın hitap ettiği kesim oldukça geniş. Öyle ki yılda yirmi bine varan öğrenci kaydı alınabiliyor. Yani konumu gereği birçok insana uzak kalsa da şehir içinden ve dışından talep epey fazla. Bu, verilen eğitimin kalitesini düşürmüyor zira sınıflar onar kişiden oluşuyor.  

    Aklına birkaç soru takılabilir. Mesela: “Başka yerlerde de cam ocakları varken burayı özel kılan ne?” diye. Hemen söyleyelim. İşleri başlarından aşkın pek çok ocağın aksine burada çocuklara da interaktif çalışmalar için zaman ayrılıyor. Cam Ocağı Sanat Merkezi’ndeki samimi ortam ve çalışan sayısının az olmasının getirmiş olduğu avantaj, burayı daha özgür ve elverişli kılıyor. Ayrıca burada seri üretim gerçekleşmiyor.

Son olarak Kaplumbağamız senin için bu işin mutfağına, yani ocağın içine girerek ustalarla muhabbet etti. Mustafa Dalkılıç (48) Bey, cam ustalığı işini 1987’den beri yapıyormuş. Bu uğraş ona babasından, babasına dedesinden, dedesine de büyük büyük dedesinden geçerken en sonunda bu sevda onlarda bir nevi aile yadigarı olmuş. Kendisi diyor ki: “İşimle benim aramda aşk var.” Bugünlerde az rastlanır bir hal doğrusu… O ve diğer usta arkadaşları, gelen çocuklara kısa gösteriler yapıyorlar. Sonrasında ise çocuklar da gül veya küre gibi minik objelerle bu süreci deneyimleyebiliyorlar. Velhasıl Mustafa ustamızın işine ne kadar tutkuyla bağlı olduğunu, çocuklara da bu tutkusunu aşılamaktan nasıl keyif aldığını hangi kelimeyle yazsak tarif edemeyiz. Siz en iyisi mi gidin de kendiniz görün.

bottom of page