Harbiye Askeri Müzesi

            Müze 1841 yılında Harp Okulu olarak inşa edilse de 1853’de çıkan bir yangın sonucunda yanmış ve sonrasında da iki katlı bir bina inşa edilmiş.  Müze’de ana yapıyı bozmadan çeşitli restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiş. Hep ilk günkü özünü koruyabilmesi sağlanmıştır. Müzede birbirinden değerli pek çok eser yer alır. Yalnız içlerinden birkaç eser var ki dünyada ayrı bir öneme sahip. Bunlardan biri Mahmut Şevket Paşa’nın Babı- Aliye giderken tramvay yolunda suikaste uğradığı o sırada içinde olduğu ve kafasına isabet eden kurşun nedeniyle yaşamını . yitirdiği arabasıdır. İkinci katta yer alan bu eser görülmeye değer gerçekten. Dünyada 2 tane yapılan bir araba olmakla birlikte bir tanesi Harbiye Askeri Müzesinde sergilenir.

            Harbiye askeri müzesi diğer bildiğimiz müzelerden biraz farklı. En önemli farkı belki de çalışanlarının hepsi askeri personeller olması; askeri subaylar, ast subaylar, hizmette olan askerler şeklinde…  Burada süreç daha resmi bir şekilde ilerlese de kesinlikle samimi ve sıcak bir yer. Aynı zamanda çalışanları da bir o kadar güler yüzlü.
Müzenin genel hedefi Osmanlı eserlerini sergilemek olsa da ince bir detaydır ki, müzede öğrenciler için tarihsel süreçlerinde bütünlük oluşması açısından Türk tarihinin başlangıcından günümüze kadar ki sürece yer verilir. Kaplumbağamız gezerken biraz yorulsa da içindeki tarih aşkı sayesinde hiçbir engele takılmadan geziyor. Tabii! Arada
kafeteryada oturup soluklandı, tüm enerjisini toplayıp yola devam dedi.  Müzede yer alan eserler oldukça çeşitliliğe sahip. Farklı dönemlere ait farklı eserler yer almakta. Silahlar, tüfekler, tabancalar(özelliklede birbirinden farklı desenli), zırhlar, kalkanlar ve saymakla bitiremeyeceğimiz daha da fazlası…
            Harbiye Askeri Müze’si okulda verilen tarih eğitimin pekiştirilmesi için güzel bir yer. Öğrencilere öğrenimleri boyunca elde ettikleri bilgilerin görsel olarak sunulması ve aynı zamanda dokunmatik ekranların yer alması bilgiyi sağlamlaştırmalarını, tarihleri hakkında bağlantı kurup geleceği yönlendirmelerini sağlar. Aynı zamanda bilişsel gelişimleri açısından da etkili mantıklı düşünmelerini sağlayacak, muhakeme edebilecekleri bir yer. Peki, her okul istediği zaman, istediği gün gidip ziyaret edebiliyor mu?  Şöyle ki, Yoğun talep olmasından dolayı okul idaresi tarafından gitmeden önce resmi makama yazışma yollanır ve o şekilde uygun zamana randevu alınır. Ve en güzeli de müzeyi gezerken öğrencilere rehberin eşlik etmesi. Rehberimizin bahsettiği üzere; müzeye genellikle ilkokul, ortaokul ve lise dönemi öğrencileri gelmekte. Günde 5-6 okulun ziyaret ettiği görülüyor. Öğrenciler yaş gruplarına ve yakın zamandaki işledikleri müfredat konularına göre şekillenerek müzede uygun görülen yerleri geziyor. Yaşlarına uygun
olacak ve anlamlandırabilecekleri kısımlar gösterilip bilgi veriliyor. Şunu da unutmadan söylemeliyim ki, müzede düzenli olarak mehter gösterisi sergilenerek müzeyi daha eğlenceli hale gelmesi sağlanıyor. Aynı zamanda mehter gösterisi, tarihin sesini yankılayıp içimizi kahramanlık coşkusu ile dolduruyor. En azından kaplumbağamızın hisleri bu yönde!
           Kaplumbağayı bugün burada bir grup lise öğrencisi karşılıyor. Kendini birden bire oldukça kalabalık bir grup içinde Kaplumbağamız, Elif ve arkadaşları ile karşılaşıyor. Elif buraya okul gezisi kapsamında gelmiş. Burayı tarih öğretmenlerinden çok duymuşlar ve çok merak etmişler. Buranın hayal ettiğinden daha büyük ve daha farklı olduğunu söyleyen Elif burada olduğu için gerçekten çok mutlu ve heyecanlı hissettiğini söyledi. Özellikle tarihe ilgi duyan arkadaşlar için bu müzenin oldukça ilgi çekici olabileceğini ekledi. Kaplumbağa müzeyi gezerken  tabancaların sergilendiği bölümü dikkatle inceleyen Ahmet ile karşılaştı ve kısa bir sohbet etme fırsatı yakaladı. Ahmet, ileride tarihçi olmak isteyen bir öğrenci. Kendini şimdiden geliştirmeye çalışıyormuş ve bu müze gezisi de onun için harika bir deneyim olmuş. Meraklı kaplumbağa Ahmet’e burada en çok neyi sevdiğini sorduğunda ise çok farklı
şekillerde olan savaş araçlarını sevdiğini söyledi. Öyle ki her tabancanın ayrı bir hikayesi olduğunu düşünüp aklında canlandırmaya çalışıyormuş. Hemen ardından Kaplumbağanın dikkatini mehter gösterisini izleyen Ayşe ve Serra çekti. Ayşe ve Serra ikiz kardeşler. Buraya sınıf öğretmenleriyle beraber gelmişler. Önceden okullarında da mehter gösterisi izledikleri için bu gösteriye yabancı değiller hatta çok seviyorlarmış. Burada en çok zevk aldıkları şeyin
bu gösteriyi izlemek olduğunu söylesek pek yanılmayız herhalde. Sadece çok fazla kalabalık olmasından dolayı müzeyi istedikleri gibi gezemediklerinden bahsettiler. Günün sonunda Meraklı Kaplumbağa burada en çok neyi sevmiş derseniz zor karar vermekle beraber galiba Kaplumbağa buranın tarihi dokusunun insanda uyandırdığı hissi sevmiş olmalı ki buradan ayrılmak istemiyor. Bakalım Meraklı Kaplumbağamız rotasını bir dahaki sefere nereye
çevirecek?

            Siz de içinizdeki tarih sevgisine kulak vermek isterseniz kalbinizin sesini dinleyerek  müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Hep birlikte daha çok araştıracağımız, öğreneceğimiz ve bir o kadar da keyif alacağımız güzel günlere…

  

Ulaşım:
Otobüs: DT 2 Ortaköy-Dereboyu, 32 T Cevatpaşa-Taksim, 89 C Başakşehir-Taksim, 79 M Kayaşehir-Mecidiyeköy, 54 E Okmeydanı-Eminönü, hat numaralı otobüslere binersenizHarbiye Askeri Müze durağında inerek mekana ulaşabilirsiniz.
Metro: Osmanbey durağında inerek yaklaşık 10 dakika yürüdükten sonra askeri müzeye ulaşabilirsiniz.
Otomobil: Şahsi aracınızla gitmek isterseniz Mecidiyeköy‘den Taksim yönüne doğru giderken sol tarafınızda kalacaktır. Eğer özel araçla ziyaret etmek isterseniz giriş kısmındaki otoparkı kullanabilirsiniz.

 

Mekanın Sunduğu İmkanlar:Askerî Müze bünyesinde yer alan Kültür Sitesi ve Ahmet Fethi Paşa Salonlarında , yerli ve yabancı, sivil ve askerî her türlü kültür, bilim,sanat,fuar ve festival etkinliğine açıktır. Fiziksel engelli ziyaretçiler ve anneler için dünya standartlarına uygun olarak gerçekleştirilen mimari düzenlemeler ile asansör, rampa, telefon, tuvalet gibi ihtiyaçlar karşılanmaktadır. Ancak emzirme odaları içermemektedir. Müzenin içinde oturup soluklanabileceğiniz ve bir bardak çay içebildiğiniz kafeteryası mevcuttur. Eğer özel araçla ziyaret etmek isterseniz giriş kısmındaki otoparkı kullanabilirsiniz. Açık alana çıktığınızda ise sizi büyük bir bahçe karşılamaktadır. Bahçenin bakımlı ve temiz olması çocuk sağlığı açısından da uygun görülmüştür.