top of page
Miniskop Bilim ve Sanat Atölyesi

Adres

İnternet

Sosyal Medya

Yaş Aralığı

İletişim

4-17

facebook: miniskop
instagram: /miniskopbilimvesanat

Ferah Cad. Zarif Sok. No: 4 Çamlıca/İstanbul

Miniskop, şirin bahçeli bir binanın giriş katında, Çamlıca’nın minik bir tepesinde meraklı Kaplumbağa'yı selamlıyor. Bahçe kapından girer girmez bahçedeki sandalye ve masalar, ağaçlar, bir tavşancık ve kediler dikkatimizi çekiyor. Kapıdan içeri adımımızı attığımızdaysa, bembeyaz bir holde deney tüpleriyle yazılmış bir “Miniskop” yazısı bize merhaba diyor. Hemen arkasından Atölyenin kurucusu Zeynep Taşkıran Yalçınkaya Miniskop’ta neler yaptıklarını anlatıyor. Bu sırada çaylarımızı cam deney bardaklarında içiyoruz; bir anda kendimizi deney ve bilimle iç içe bir dünyada bulduğumuzu anlıyoruz.

Zeynep Hanım, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Kimya bölümünden mezun olduktan sonra mesleğini farklı kurumlarda icra etmiş ancak sonrasında kalbinin sesine kulak verip böyle bir atölye kurmuş.  Zeynep Hanım isim bulma yolculuğunda çevresiyle istişare içinde olmuş. Miniskop ismini arkadaşının önerisiyle uygun görmüş ve patent sürecini de tamamlayıp atölyeyi adlandırmış.Miniskop’un hedeflerinden biri, çocukları tüketim alışkanlığından kurtarıp üretim yolculuğuna çıkarmak. Bu amaçla sabun, diş macunu vb. günlük hayatta tükettiğimiz malzemelerin üretim sürecine çocukları dahil ediyor. Kullanılan ürünlerin kimyasal bir sakıncasının olmaması Kaplumbağa’yı mutlu etti. Atölyedeki diğer bir faaliyet ise çocuklardan takım çalışmasıyla turnuvalara hazırlamak ve katılmalarını sağlamak.Zeynep Hanım, eğitim ve eğlenceyi harmanlayıp, grup çalışmasıyla çocukların özgüvenini desteklemeye çalıştıklarını söyledi.Atölyedeki grup çalışmalarında çocukların yaş grubunu birbirine yakın tutmaya çalışıyorlarmış. Çocuklara bilim adamlarının ağzından mektuplar göndererek çocuklara bilim dünyasının kapılarını arayabilme anahtarlarını veriyorlarmış. Bununla beraber Miniskop deneylerini, tecrübelerini yalnızca kendi duvarları içerisinde saklı tutmuyor, okullara mektuplar göndererek onlara da önerilerde bulunuyormuş. Okul ortamında laboratuvar imkanı bulamayan çocuklara bu şekilde bir imkan oluşturması Kaplumbağa’yı çok sevindiriyor. 

Bütün bunları dinledikten sonra Kaplumbağamızın da kendisine kaplumbağa şekilli sabunlar yaptığını ve bu sabunla yıkanıp mis gibi koktuğunu size söylemeden geçemeyeceğiz.

     Miniskop’ta üç farklı oda ve üç farklı dünya bizleri bekliyor. Birinci odamız, Bilim Sınıfı. Bu odaya beyaz önlükler ve koruyucu gözlüklerle giriyoruz. Beyaz önlüğünü ve gözlüğünü takan heyecanlı bir araştırmacı olarak içeriye girdiğimizde kendimizi beyaz masalar, deney tüpleri, kimyasal renkli malzemelerle mini bir laboratuvarda buluyoruz. Burada küçük araştırmacıysak daha pratik metotlarla; daha büyük bir araştırmacıysak da hassas teraziler ve eldivenler yardımıyla kendi sabunlarımızı, şampuanlarımızı, diş macunumuzu ya da el kremlerimizi üretip sonrasında eve götürüp kendi ürünlerimizi kullanabiliyoruz. Aynı zamanda; kimya eğitimi alan kişilerin bile üretmekte güçlük çektiği basit kimyasal ürünlerin üretim safhasını tecrübe etme imkânı elde etmiş oluyoruz. Bembeyaz duvarlar, beyaz masa ve sandalyelerle kaplı minik laboratuvarda dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak kalarak sade bir ortamda direkt olarak bilimle temas etmeye odaklanıyoruz.

     Miniskop’ta ikinci oda doğa atölyesine ayrılmış. Doğa Sınıfı, Bilim Sınıfına kıyasla daha renkli, duvardaki ağaç dalının üzerine konan kâğıt kuşlar hemen dikkatimizi çekiyor. Geniş camekana sahip atölyeden bahçedeki ağaçları, bitkileri, kuşları ve kedileri de gözlemleyebiliyoruz. Doğa Atölyesinde bir köşede geniş saksılar içinde topraklar bulunuyor ki dokunarak toprakla ve doğayla etkileşime ve iletişime geçebilelim. Yine istersek; bahçeden topladığımız yaprak, ağaç kabuğu, bitki parçaları, çiçek ve çeşitli otları mikroskopla inceleyebiliyoruz. Havalar serin değil de ılık ve sıcaksa bahçeye çıkıp doğa etkinliğimizi bahçede gerçekleştiriyoruz. Böylece bilim ve doğayı iç içe bir şekilde deneyimlemiş oluyoruz. Doğa Sınıfının bir köşesindeyse; minik bir bilim kitaplığı biz genç araştırmacıları bekliyor. Bu kitaplıkta ağaçlar, kuşlar ve çiçekler hakkında çocuk yayınlarına ulaşabiliyoruz.

      Miniskop’un belki de en heyecan verici odası, kubbeli tavanı ve rengârenk yıldızlar ve galaksilerle kaplı panoramik planetaryumu! Bu odaya, diğer odalardan farklı olarak ayakkabılarımızı çıkararak giriyoruz. Odaya girdiğimizde yerlerde minik yıldız desenli kırmızı yastıklar bizi selamlıyor. Yere uzanarak ve rahat bir şekilde galaksi ve evrenle ilgili eğlenceli bir animasyon izliyoruz. Bu animasyonu izlerken, uzay boşluğu, milyarlarca yıldız ve galaksi arasında en sonunda dünyamıza yapılan büyüleyici bir yolculuk bizi bekliyor. Animasyon bittiğinde, planetaryumdan üç boyutlu bir sinemadan çıkmışçasına bir hisle, yüzümüzde kocaman bir tebessümle ayrılıyoruz. 

     Daha sonra uzun soluklu çalışmalar için gelmek isteyenlere sunulan Robotik Kodlama ve Felsefe Atölyesinin yapıldığı sınıflara gidiyoruz. Burası oldukça renkli ve hareketli bir sınıf. Kocaman bir masanın üzerinde robot ve mekanizmanın diğer üyeleri bizi selamlıyor. Duvarda ise Felsefe Atölyesinde, her ders herkesin üretmesi gereken saçma sorular köşesi bize göz kırpıyor. Sorulardan biri ilgimizi çekiyor: “Neden rüyalarımızın içine giremiyoruz?” :) Robotik Kodlamada, Lego markasının her yıl düzenlediği Robotik Kodlama yarışmasına hazırlanılıyor. Bunun için gerekli parçalar inşa edilirken; grup çalışmasıyla özgün bir robot inşa ediliyor. Yarışma sırasında da 2.5 dakika içinde geliştirilen robotun belirlenmiş görevleri yerine getirmesi bekleniyor.

     Miniskop’ta geçirilen bir günün sonunda Bilim Sınıfı ve Doğa Sınıfı motor gelişimimize katkı sağlarken; merak ve keşfetme duygumuzu da harekete geçiriyor. Miniskop’un önemli özelliklerinin biri anne babaların sınıfların içine alınmaması ve bizim soru sorarak, keşfederek, risk alarak öğrenme becerimizin gelişmesi! Buna ek olarak, farklı dokulara, ağaca, toprağa dokunmayı sağlayan Doğa Sınıfı ile ya da kendi sabununu üreten Bilim Sınıfı ile Miniskop’un bilişsel gelişimimize katkısı da çok büyük . Akranlarımızla beraber deneylere katılıp, planetaryumda vakit geçirmek, sosyal gelişimimizi de desteklemekte. Robotik Kodlama Atölyesinde hazırlanan robot ile katıldığımız yarışmadaki ödüllerden birinin öz değerler ödülü olması; bu ödülün de sadece kazanmaya odaklanmayan, takım arkadaşlığına, rakip takımlarla ilişkiye verilen önemle elde edilmesi duygusal gelişimimiz için oldukça faydalı oluyor. Kısaca, Miniskop’ta bilimden ve doğadan çekinmeden hem öğrenip hem merak duygumuzu aktif tutarak keyifli ve verimli bir gün deneyimlemiş oluyoruz. Tabii her deneyimin bir sonraki deneyime kapı açtığını düşünürsek, Miniskop’a uğradığımızda zihnimizde farklı pencereler açılacağını ve o açılan pencereleri takip etmeye dönük kuvvetli bir hisle donanacağımızı söylemek pekâlâ mümkün!

Çocuk Gelişim Raporu: Firdevs Büşra Kaluç
Röportaj: Yıldız Sadak

Fotoğraf: Rabia Aygün
Video: Emine Ece Albayrak

bottom of page