top of page

TRT Çocuk Medyası Konferansı

TRT ULUSLARARASI ÇOCUK MEDYASI KONFERANSI

 

Türkiye’de çizgi film dendiÄŸinde ÅŸüphesiz akla ilk gelen kanallardan biri TRT Çocuk.

Yalnızca çizgi film üretmeye deÄŸil, kaliteli ve bilgilendirici içerikler oluÅŸturmaya da dikkat eden kanalın düzenlediÄŸi 7. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı 28-29 Kasım tarihleri arasında Ä°stanbul’ da  gerçekleÅŸti. Çocuk ve medya kelimeleri yan yana durur da KaplumbaÄŸanın Heybesi ondan mahrum olur mu? Olmaz tabi ki! Heybesini yeni yeni bilgilerle doldurmak üzere kaplumbaÄŸa bu sefer yönünü konferansa çevirdi.

 

Her yıl yeri deÄŸiÅŸmekle birlikte bu yıl konferans BeÅŸiktaÅŸ’taki Conrad Ä°stanbul Bosphorus Oteli’nde gerçekleÅŸti. Konfe-ransın yapılacağı Balo salonuna gelmesinin ardından kaplumbaÄŸayı sıcak gülümsemesiyle birçok TRT çalışanı karşıladı. Salon, çocuk dünyasını anlamaya ve keÅŸfe hazır, öÄŸrenciler, eÄŸitimciler, basım-yayınla ilgilenen insanlarla çoktan dolmuÅŸtu bile. Çarpıştığı herkesten mahcup bir ÅŸekilde özür dilemesinin sonu gelmeyecek gibiydi ki saÄŸlanan takviye oturma alanlarında KaplumbaÄŸa nihayet bir yer bulabildi.

Önceki yıllara kıyasla bu yılki konferans tam anlamıyla uluslararası bir buluÅŸmaydı. KonuÅŸmacı kadrosu yurt içi ve yurt dışından iletiÅŸim, radyo ve televizyon, eÄŸitim alanlarında yetkin ve tanınmış kiÅŸiler, profesörler, eÄŸitimcilerden oluÅŸuyordu. Hepsi çocuk ve medya üzerine farklı açılardan yaklaÅŸarak, bilgi ve tecrübelerini paylaÅŸtı. KaplumbaÄŸa da heybesine paylaşımlardan alabildiÄŸi kadarını sizlere sunmak üzere aldı. Bakalım heybeden çıkan notlar neler?

 

Konferans TRT Genel Müdürü Ä°brahim Eren’in açılış konuÅŸmasıyla baÅŸladı. Eren,

çocukların ekran başında sessizce ve hareketsizce saatlerini geçirmelerinin yanlış olduÄŸunu belirterek zaman yönetimine dikkat çekti. Çocukların ekran başında geçirdikleri zamanın ebeveynler tarafından kontrol edilmesi gerektiÄŸini belirtti. Hemen ardından baÅŸlayan 1. oturum çocuk medyası okuryazarlığı üzerineydi. Ä°lk konuÅŸmacı olan Akademisyenler ve Hikâye Anlatıcıları Merkezi Direktörü Kim Wilson her çocuÄŸun günde en az 70 medya mesajına maruz kaldığını ve bu mesajların çocuklar üzerinde olumsuz davranışlara sebep olabileceÄŸini ifade etti. Bir sonraki konuÅŸmacı olan Dubit Küresel Trendler BaÅŸkan Yardımcısı David Kleeman, ailelerin çocukları için medyadan nasıl faydalanacağını bilmesi gerekir diyerek medyanın kullanımına dikkat çekti. Daha sonra Ferdinand Habsburg telefon, bilgisayar gibi taşınabilir cihazlar için sigara benzetmesi yaparak, medyanın yeni bir bağımlılık türü olduÄŸunu belirtti.

 

Telefon bağımlısı çocuklar, ekran başında geçen uzun zamanlar, çocukların ekranlardan öÄŸrendikleri ve daha birçok önemli konu kaplumbaÄŸanın zihinde birer birer yer buldu. Çocuklar gerçekten bir tehlike altında mıydı? Teknolojiyi hayatımızdan çıkarmak artık mümkün deÄŸil. Öyleyse çocukları korumak için ne yapmalı diye düÅŸünürken ikinci oturumun konusu tam da bunun üzerineydi. Dr. Jacqueline Harding konuÅŸmasında parlak içerikler oluÅŸturmaktan bahsetti. Yani gerçek ve dijital dünya arasında bir köprü kurarken yaratıcılığı ön plana çıkaran, güvenli içerikler tercih etmeye dikkat çekti. Dr. Müge Åžen ise çocuk medyası içeriklerinde geliÅŸimsel uygunluÄŸa dikkat edilmeli derken Dr. Billur Çakırer teknoloji ve çocuk iliÅŸkisini ekran dışına taşıdı. Çocuklar için yapay zekâ unsuru bulunan, biliÅŸsel destekli oyuncaklar tercih edilmeli dedi.

 

Çocukların düÅŸünce yapısını medyanın olumsuz etkisinden korumak gün boyu tartışılan konuydu. Peki ya ekranların çocuk geliÅŸimine etkisi? Konferansın ikinci günü, oturumlardan biri çocuk medyası ve çocuk geliÅŸimi etkileÅŸimi üzerine oldu. Uzman Psikiyatris Burak Açıkel 2 yaşındaki çocukların günde en fazla 55 dakika, 2-4 yaÅŸ arası çocukların ise günde 90 dakika televizyon izleyebileceklerini, 2 yaÅŸ altındaki çocuklara ise ekran maruziyetinin kesinlikle tavsiye edilmediÄŸini belirtti. Ayrıca çocuÄŸun canlı olarak tanık olduÄŸu bir davranışı 3 ay sonra bile hatırlayıp tekrar ettiÄŸini ancak televizyondan öÄŸrendiÄŸi davranışlar için bu sürenin 1 hafta olduÄŸunu ifade etti. Günün sonunda Milli EÄŸitim Bakanı Ziya Selçuk, çocuk ve medya iliÅŸkisini özetleyen bir konuÅŸma yaptı. Son olarak “Çocuklar kendi zamanlarının ruhunu yaÅŸar, dolayısıyla onların zamanını anlamak önemli” diyen Bakanımızın sözü kaplumbaÄŸada ÅŸu fikri uyandırdı:

 

Teknoloji herkesin olduÄŸu gibi çocukların da hayatının vazgeçilmez bir parçası geldi. En baÅŸta ailelere düÅŸen, çocuk ve medya iliÅŸkisini anlamak; içeriklerin eÄŸitici ve öÄŸretici olmasına dikkat etmek, çocukların ekran başında geçirdikleri süreyi düzenlemek. Bu koÅŸullar saÄŸlandığında, medyanın çocuklar için faydalı hale gelmesi, düÅŸünce dünyalarını zenginleÅŸtirmesi ve bilgilerini artırması kolaylaÅŸacaktır.

 

Ä°ki günün sonunda KaplumbaÄŸanın Heybesi, çocuk ve medya üzerine bilgilerle

doldu taÅŸtı, bunlar da ağır ağır önce bilgisayar ekranına ardından nihayet sizlere ulaÅŸtı.

Konferanstan kalan birkaç alıntı ise ÅŸu ÅŸekilde:

 

Chip Donohue

 

“Ekran üzerinde daha az, çocuklar üzerinde daha fazla zaman geçirmeliyiz”

 

“BaÅŸkalarıyla iletiÅŸimi teÅŸvik eden interaktif medyayı kullanın”

 

“Ä°letiÅŸim zorunludur, iletiÅŸimsizlik ise bir tercihtir”

 

Gabe Zichermann

 

“Ä°ki saatin üzerinde ekran başında kalmak çocukların zihinsel kapasitesini olumsuz yönde  etkiliyor”

 

Müge Åžen

 

“Babalar medyanın çocukları için  yararlı olması üzerinde daha çok duruyor.”


“ÇoÄŸu aile öÄŸretici yanını düÅŸünerek çocuklara teknolojik araç sunduÄŸunu savunuyor. Fakat bu gerçeÄŸi yansıtmıyor.”

 

Ziya Selçuk

 

“ÇocuÄŸun odaklanma problemi kiÅŸiliÄŸine de zarar vermektedir.”

 

“Çocuklar tüketim nesnesi haline geldi. Çocukların algısı manipülasyona tabi tutuluyor.”

 

“DoÄŸal ve normal farklıdır. Normali çağın normları oluÅŸturur. Çocuk ise doÄŸal olmalıdır.”

 

“Çocuk kavramını sevmek kendi geliÅŸimimiz ve kemalatımız için de önemlidir.”

 

“ÇocuÄŸun iç ve dış duyarlılık geliÅŸim dengesi bozuluyor. Ä°ç ve dış geliÅŸim eÅŸ zamanlı gitmelidir. Sosyal medya bu dengeyi bozuyor, eÄŸitim ise bu dengeyi kurmalıdır.”

 

“Çocuklar kendi zamanlarının ruhunu yaÅŸar. Dolayısıyla onların zamanlarını anlamak önemli. Çocuklara her ÅŸey hazır veriliyor, böylece çocuklarda psikolojik bağışıklık oluÅŸmuyor. Çocuk sıkıntıya maruz kalmalı, yoksa kiÅŸiliÄŸi geliÅŸmez, sosyal hayatta baÅŸarısız olur.”

 

“Çocuklar ilgi zehirlenmesine maruz kalıyor. ÇocuÄŸun hakkı ona aşırı ilgi gösterilmesi deÄŸildir. Aileler çocuklarını kendilerinden korumalıdır. Burada önemli olan çocuÄŸu aşırı korumak deÄŸil, çocuÄŸun tabiatına dikkat etmektir. Karar verme becerisi düÅŸük olan çocuk, büyüdüÄŸünde daha büyük hatalar yapacaktır.”

 

Bir sonraki yolculukta buluÅŸmak üzere!


 

Hazırlayan:Zehranur Kurtoğlu

 

Editör: Rümeysa Öztürk

bottom of page