Uçurtma müzesindeki masa ve sandalyelerin boyları yaşa göre değişiyor. Böylece küçükler büyük masalara oturup zorlanmıyor, büyüklerse küçük sandalyelerde sıkışmıyor. Zaten herkes kendi yaş grubuyla giriyor atölyeye. Uçurtma yapıldıktan sonra uçurtma konusunda en bilgili amca -üstelik kendisi bu uçurtma müzesinin kurucusu, türlü uçurtmalar icat eden ve dünyanın her tarafından getirdiği uçurtmaların sahibi- uçurtmaların hikayesini merak uyandıracak bir şekilde anlatıyor.

Kaplumbağa burada her şeyin uçabileceğine inanıyor. Farklı ülkelerden gelen uçurtmaların hikayelerini tek tek dinlemek istiyor. Ejderhalı, kuyruklu ve hatta kaplumbağa şeklinde olanı bile var.
Çocuklar atölyedeyken ve müzeyi gezerken büyükler onları bekleme salonunda bekliyor. Çocuklar anne ve babalarının kendilerini beklediklerinden emin, kendi başlarına vakit geçirmekten zevk alıyor. Mekan atölye ve müzeden oluşmak üzere iki bölümden oluşuyor iki ayrı evi andıran iki bölümden oluşuyor. Bu evler arasında hiç dışarı çıkmadan içeriden geçiş var. Üstelik burayı gezmenin en güzel yanı bitmeyecek bir merak kazanmak. Uçurtma nasıl yapılır?  Nasıl uçurulur? Nasıl tutulur ve yönlendirilir gibi daha bir sürü soru ve merak. 
 

İçerisinde 2500 ün üzerinde uçurtma koleksiyonu bulunan müzeyi gezmek ücretsiz. Bu rengarenk müzenin bize iki farklı sürprizi var. Birincisi müze içerisinde 3 yaştan itibaren öğrenci kabul eden uçurtma okulu atölyeleri olması. Yani hayran olduğumuz uçurtmalardan bize de yapma imkanı sunuyorlar. İkincisi ise yaptığımız uçurtma sonucunda bizlere sertifika vermeleri. Atölyede yaptığımız uçurtma fiyatı ise sadece 22 TL .

      Mekanın bize sunduğu diğer imkanlar açısından değerlendirecek olursak müze iki katlı ve çocuklar için içindeki eşya ve yapı olarak güvenli. Kapıdan girdikten itibaren hayranlıkla bakacağınız uçurtmaların bulunduğu yerlerin ışıklandırması ve tasarımı en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, özenle hazırlanmıştır. Müzenin bahçesi ve otoparkı yok fakat müze yakınlarında arabanızı park edeceğiniz yerler bulabilirsiniz.

     

Aynı anda 200 öğrencinin kendi uçurtmasını yapabileceği bir mekanda, tiyatral ve interaktif bir anlatımla yaklaşık yarım saat süren eğlenceli uçurtma müzesi gezi programında vakit geçirmek tam sizlere göre. Kurucu Mehmet Naci Aköz, kurumda çalışan rehber öğretmenlerin eğitimine çok dikkat ediyor. Kaplumbağaya göre Uçurtma Müzesi çocuklarınızın dünyanın en eğlenceli oyuncaklarından biri olan uçurtmayı tanıması, uçurtma yapmayı öğrenmesi ,kültürümüze ve farklı ülkelerin kültürüne ait uçurtmaları görmesi gelişimleri açısından önemli.

​

Kaplumbağamız bugün Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesinde Mehmet Naci Aköz ile keyifli bir

röportaj da gerçekleştirdi. Mehmet Bey 2005 yılında Türkiye’nin ilk ve tek Uçurtma Müzesi’ni kurmuş. Uçurtma geçmişi yıllar öncesine dayanan Mehmet Bey ilk olarak 1980 yılında uçurtma imalatı ve satışı yapmaya başlamış. İstanbul Uçurtmacılar Derneği başkanı ve aynı zamanda Türkiye Uluslararası Uçurtma Festivali temsilcisi Türk Uçurtma Takımı kaptanıymış. Müze kurulduğu zamanda 19 yıldır koleksiyonermiş ve tüm çocukluğu Üsküdar’ın Toygar tepe semtinde sokak oyunları oynayarak geçmiş.Uçurtma ile de ilk kez o zamanlar tanışmış. Mehmet Naci Aköz, uçurtmalar ile ilgili hayallerini tamamlayabilmiş değil, bu yüzden hala çok çalışıyor. Uçurtmayla ilgilenmesini bize şu cümlelerle anlattı: ‘Uçurtma sadece çocuk oyuncağı değildir. Fransa’da katıldığım ilk uçurtma festivalinde hazırladığım uçurtmamın diğerlerinin yanında yetersiz olduğunu gördükten sonra uçurtmanın aslında çok geliştirilebilir olduğunu gördüm ve Türkiye’ye döndükten sonra ülkemizde ilk uluslararası uçurtma festivalini yaptım. İlk defa uçurtma müzesini gördüğümde neden ben de yapmayayım dedim. Uçurtmaya dair olan ilgimizin en eski tarihi 1580lere uzanıyor. Uçurtma ile ilgili kaynaklara erişme konusunda zorluk yaşıyoruz ama bununla ilgili ne bulursam araştırma yapıyorum.’

Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda uçurtmayı popülerleştiren, işinin ticari boyutundan da bahseden Naci bey işini severek yaptığı ve doğru, kaliteli bir iş yaptığı için uçurtma alanına talep olduğunu söylüyor. Eğer uçurtmaya gönlünüz varsa yer bulacağımızı düşünüyor.

Uçurtmanın yapısı hakkında ise: ’Uçurtma matematiktir, uçurtma fiziktir ve her uçurtma her yerde uçmaz. Çocuklara aslında uçurtma yapmayı ve uçurtmayı öğretirken bu bilgilerin de alınmasına katkıda bulunuyoruz.' diyor. Müzenin çalışanlarından da bahseden Mehmet Bey: ‘Yapı olarak hareketli biri olduğum için gelen çocuklarla imkan buldukça birebir ilgilenmek sevdiğim işi yapmaktan kaynaklı. Eğitimcileri seçerken iletişimi iyi olan öğretmenleri seçiyoruz. Okuduğu bölümü, kötü alışkanlıkları olup olmadığını soruyoruz sonra onlara bu işte gönlünüz var mı diyoruz. Bizim işimizde gönüllülük esastır. Daha sonra teknik eğitim veriyoruz ve bunun yanı sıra çocuklara nasıl davranacağına kadar hizmet içi eğitimlerini veriyoruz. Bu eğitimler şoför, hizmetli personel ve çalışan herkes için geçerli oluyor.’ dedi.

Çocuklarınız kendi yaş grubuyla uçurtma müzesi içinde mutlulukla dolaşırken siz de çocuğunuzu bekleme salonunda bekleyebilir , uçurtma kütüphanesindeki kitapları inceleyebilir yada içinizdeki çocuğa kulak verip kendi uçurtmanızı yapabilirsiniz. 

 Artık yeni bir uçurtmaya sahipsiniz! :) Rüzgarlı günleri heyecanla beklemeniz dileğiyle..

Çocuklar Ne Dedi?

Kaplumbağa burada Eymen ile karşılaştı. Eymen, rengarenk uçurtmalarla kaplı bu mekanı çok sevmiş. Ayrıca burada uçurtma yapımını, farklı ülkelerin kendi uçurtma çeşitlerini öğrenerek bilgisine bilgi kattığını söyledi.
 

Kaplumbağa en az dondurmayı sevdiği kadar seviyor uçurtma müzesini!

Yazı: Zeynep Dizen
Çocuk Gelişimi Raporu: Hande Nur Bucak
Çocukla Röportaj: Fatma Betül Aksoy
Video: Sena Nur Yıldırım
Röportaj: Murat Kahveciler